8 Ekim 2018 Pazartesi

Memorial Hastahanelerinde organ kaçakçılığı iddiaları (16) | Hastahane civarındaki ek bina da insan mezbahası... | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, mehmet fahri sertkaya, memorial, skandal, organ kaçakçılığı, turgut aydın, suriye, siyonistler, masonlar, içimizdeki israil, recep tayyip erdoğan, bop projesi,

Orası da insan mezbahası

Bir önceki paylaşımın sonunda anlattığım küçük bina, büyük bir şehirdeki büyük bir hastahanenin civarındaki bir bina... Şehir merkezinde olan, epeyi yoğun ve büyük bu hastahanelerinde fazlaca riske girmemişler ve bu yolu seçmişler. Bu küçük ek ama birazcık uzaktaki binada, özel/ünlü ve riske girmek istemeyen kişilere kanun dışı surette organ satıp, gizli ameliyatlarda takıyorlar.
O organlar da yasa dışı şekilde ve şu ana kadar izah ettiğim yollarla elde edilmiş organlar. O organlardan az bir kısmı ise rızası dahilinde böbreğini satan TC vatandaşlarının böbrekleri. Orası, o ana binaya çok uzak da çok yakın da değil. Orası herkesin geldiği, yoğun giriş çıkış olan ve merkezi yerleşim alanı içinde bulunan bir yer de, bir hastahane de değil. Diyarbakır kadar kötü şartlar ve yoğun katliam olan bir yer değil o küçük yer... Kurbanlar çoğunlukla genç, 15-16-17 yaşlarındalar. Bunlar daha çok erkekler. Aralarında öldürülenleri az. Bunların organlarını anlaşmalı alıyorlar. 
 
Öldürülenler ise vatanında kalıp namusunu, şerefini, ailesini, dinini, onurunu korumak için savaşmak yerine onursuzca kaçan ve İslam hukukuna göre "harp kaçkını" sayılan sözde mülteci Suriyeliler. Bu harp kaçkınlarını mülteci gibi görmemizi zaten onlar istediler. Zaten bu sözde mültecilere acımamızı isteyenler, onları mülteci gibi görmemizi isteyenler, bu vesile ile daha rahat fuhuş işi, organ işi yapmak ve BOP yani Büyük İsrail projesini başarmak isteyenler hep aynı kişiler. Tayyip'i de bu uğurda piyon olarak kullanan, dünya genelinde her türlü pis işi gizlice ve sinsice yapan Yahudiler, Masonlar ve Siyonistler.

Öldürdükleri, TC nüfus cüzdanı olmayan ve hakkı aranmayacak, sahip çıkılmayacak Suriyeliler ve ana binada beyin testleri yapılıp sonra "Öldürün gitsin, organlarını da almayı unutmayın" denilen gençler. Anlaşma icabı ve para için organ vermeye gelen Suriyelileri yatırmışken, her şeylerini alıyorlar. Masadan sağ kaldırmıyorlar.

Bir tane böbrek alıp sağ bıraktıklarını ise, daha çok müşteri getirsinler diye bırakıyorlar, bu hususu onlara tenbihliyorlar. "Memnun kaldın, güvendin, yanlış görmedin bizden. Sen de birilerini getir" diyorlar. Adamına göre fiyat belirleniyor. Darda kalmış TC vatandaşlarına da "Senin ne kadara ihtiyacın var, gel biz veririz" diyorlar. TC vatandaşlarını öldürmekten kaçınıyorlar. Kimsesiz ise acımıyorlar. O yer yüksek/tepe bir yerde. Çok işlek bir yer değil. Genelde evlerin villa tarzı, bahçeli, havuzlu olduğu bir zengin muhitinde. Bina iki katlı. Pembeye benzeyen bir acayip rengi var. Balkonu yok. Şekilli, lüks, estetik ve güzel bir şey değil. Basit bir yapı bu... Yan yana konmuş çok camı var. Camları basit köşeli, estetikten uzak düz çerçeveli. Dikkat çekmiyor. Bahçesi var ve çimli. Bakımlı, güzel bir bahçe... Bahçe duvarları da var. Bir kişi binanın çapraz durduğu hale sırtını dönse ve tam karşıya baksa, ileride deniz de görünüyor. Sahile 15-20 dk yürüme mesafesinde. Bundan sonra neleri anlatıp anlatmayacağıma, kimin neler yaptığına göre karar vereceğim.

Ben, #HerŞeyAladağİçin dediğim süreçte de çok ikaz ettim, amiyane tabirle ifade etmek gerekirse kesiyorum zan ettiler. Oysa ne kadar ciddi olduğumu anladıklarında onlar için çok geçti. Benim soracak hesabım var. Şu yurtlara, şu kurslara, şu yoluma, şu Akademi Dergisi'ne, şu ehl-i sünnet Müslümanlara karşı tuzaklar kuruldukça, baskılar yapıldıkça, devlet gücümüzün aleyhimize çevrilmek istendiği haince ve kahpece manevralara teşebbüs edildikçe, beni de, yüzlerce diğer mfs'yi de kimse yerinde tutamaz. Her birerimiz ayrı ayrı fsm olur, ayrı ayrı fetihler yaparız. Son derece ciddiyim. Haydi nerede bu savcılar, hakimler, sağlık bakanlığı, adalet bakanlığı, basın ve medya?
 
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar