10 Ekim 2018 Çarşamba

Memorial Hastahanelerinde organ kaçakçılığı iddiaları (24) |Diyarbakır'da ne idüğü belirsiz bir Amerikan üssü, Tayyip Erdoğan ve David Bickham. | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, mehmet fahri sertkaya, david bickham, organ kaçakçılığı, masonlar, siyonistler, içimizdeki israil, bop projesi, recep tayyip erdoğan, turgut aydın, memorial, diyarbakır, aladağ

An itibari ile Turgut Aydın ve onun üstünün üstü konumunda olan Amerikalı büyücü Yahudi oyundan düştü. Nasipse size o resmini paylaştığım David S. Bickham'ın halini anlatacağım. Onun aslında kim olduğuna dair detaylar vereceğim. Onu tanıdıkça tescilli vatan haini ve BOP yani Büyük İsrail Projesi eşbaşkanı Tayyip'i de gerçek yüzü ile tanıyacaksınız.

Diyarbakır'da bir tuhaf Amerikan üssü... Ne için, kimin izni ile, hangi kanuna/anlaşmaya/mantığa göre oraya, Diyarbakır'a o üs konmuş, kimse hala anlayamamış da yer yer basında tartışma konusu da olmuş. Yaklaşık 250-300 asker var. Birkaç uçak ve birkaç da helikopter var. Bir zaman önce o üsse sivil bir jet uçağı indi. İçinden çok önemli bir şahıs çıktı, uçağın önünde üs komutanları onu karşıladı, amirleri gibi o mühim şahsın emirlerini dinlediler, her kolaylığı sağladılar ve bu şahıs sivil kıyafetler ile Diyarbakır'daki Memorial Diyarbakır Hastahanesi'nin, insan mezbahasına çevrilmiş gizli bodrum katlarına gitti.

Bu şahıs Yahudi, 33 derece Mason, doğrudan Şeytan'a tapıyor, Masonik ayinlerinde Şeytan'a insan kurban ediyor, insan kurbanların kalplerini ayinde parçalamaktan büyük zevk alıyor. Bu şahsın adı David Bickham. Hani şu en baştan resmini paylaşıp da ismine ve ne haltlar çevirdiğine pek temas etmediğim, "Beklediklerim olmazsa anlatacağım" dediğim David Bickham...

David Bickham Diyarbakır'daki ABD askeri üssünden Memorial Diyarbakır Hastahanesi'nin gizli bodrum katlarında faaliyette olan insan mezbahasına geçti. Bir cihaz bozuktu, onu düzeltti. Ayrıca oraları inceledi. Orayı, bu uluslar arası organ kaçakçılığı sisteminin çok üst amiri tavırları ile inceledi. Dünya genelinde aktif olan bu sistemin büyük bir kısmı onun elinde/idaresinde... Pek çok ülkedeki organizasyonların da üst amiri bu David...

Basit adam değil bu David ve CIA ile de sürekli paslaşıyor. Lakin David'e CIA casusu diyemeyiz. David CIA'ya casusluk yapacak kadar basit, kıymetsiz değil. David CIA'yı basite almayan ama CIA'yı bile çok takmayan, CIA'yı yönetenler ayarında bir kişi. CIA da David'i istiyor, David gibi birinin var olmasını istiyor ve David'i koruyor.

David, Şeytan'a tapma ayinlerinde insan kanı içiyor. Ayinlerde yetişkinleri de çocukları da parçalıyor. Bu ayinler, Memorial Diyarbakır Hastahanesi'ne çıkan uzun ve gizli tünelin giriş kısmındaki yer altı odalarında yapılanlar kadar vahşi ayinler. Lakin David ayinlerinde daha seçilmiş kişileri kurban ediyor. Kendini sistem içinde çok üstün gördüğü, Şeytan'a çok yakın hissettiği ve Şeytan'a en güzel kurbanı vermek istediği için mi bilinmez ama David daha sağlıklı, daha bakımlı, eli yüzü düzgün insanları ve çocukları tercih ediyor.

Bu uluslar arası organ kaçakçılık sisteminin basit bir piyon olarak kullandığı Tayyip Erdoğan ile bu David geçmişte birkaç defa telefonda görüştüler. Dinlenemediklerini düşünerek son derece rahat tarzda görüştüler. Son defa, benim paylaşımlarım alttan alttan dünya genelinde bütün sistemlerini sarstığında, Türkiye'deki bütün Mason uşaklarını, bütün Siyonist uşaklarını paniklettiğinde, şoka soktuğunda ve ağır yüklendiğim Turgut Aydın aklından olacakmış gibi hallere girdiğinde görüştüler. David, telefonda Tayyip'e çok ama çok kızdı. "Derhal bir şeyler yapın" mealinde atarlandı. David zaten ilk anlardan itibaren çok sinirlenmişti ama alt birimlere "Her şeyi kontrol ederiz, çok sıkıntı yapmayın. İleri götüremezler" talimatı vermişti. Turgut da bir süre bu talimat icabı kendini rahat tutmaya çalıştı ama sonra acı gerçeklerle iyice yüzleşti de ağır sarsıldı/sarsılıyor. Ama David'in sinirlenmesi Turgut gibi değil. Turgut çok çok basit bir adam. Ortalama seviyede zekaya sahip, kabiliyetsiz, vasıfsız, yeteneksiz, idraki ve karar alma, kriz yönetme kabiliyeti sıfır biri... David de tam aksine özgüveni yüksek, çok zeki, kabiliyetli ve kriz yönetmeyi bilen birisi.. Bu haline rağmen bile David de sıkıyı gördü, panikledi, karşı karşıya oldukları, yüzleştikleri olayların öyle basit olmadığını kabullendi.

Halen Amerika'da bu David, bir yere kaçmadı. Öfkesini ve paniğini gizlemeye çalışarak ve dinlenemediğini düşünerek her yerle sık telefon görüşmeleri yapıyor. "Bunların ne istedikleri anlaşıldı. Mesajı vermişler. Süleymancılar cemaatine karşı yürütülen bütün faaliyetleri durdurun. Bunlar nerede kimden ne istiyorlarsa verin. Sakın bunlara sıkıntı çıkartmayın" talimatı vermiş. Bu talimatı emir eri Tayyip'e de vermiş. Tayyip'i "Bütün bunlar nasıl olur? Siz ne yapıyorsunuz" deyip fırçalamış. David çok büyük konumda görünüyor, birçok kişinin ipleri elinde. Öyle ki David'i Diyarbakır'daki Amerikan üssünde karşılayan Amerikalı askeri yetkililer bile David'in üst konumda bulunduğu sistemden emir alıyorlardı. Bunların hepsi Mason...

Zavallı, aciz, çaresiz David şimdi her aradığı kişiye "Ne yolla olursa olsun, ne istiyorlarsa verin, mutlaka bu konuyu kapatın. İşler çok bozulacak" deyip duruyor.

Her yere #HerŞeyAladağİçin yazdığım zaman, ciddiyetimizin ve gücümüzün farkına vardıklarını düşünmüştüm. Aldanmışım, birçoğu yenice hayal aleminden gerçek hayatın acı gerçeklerine uyanıyorlar.

Biz ise aynı şeyleri tekrar ediyoruz: Arazideki tek gerçek güç biziz. Biz TV kanalı, internet sitesi, siyasi parti, dernek, gazete değiliz. Biz elinden bunlar alınınca, elektriği/interneti kesilince hiçe dönüşen sanal güç değiliz. Biz gerçeğiz, ezici üstünlüğe sahibiz. İkaz ediyorsak kale alınmalıyız, yoksa "Bize bir vurana, on vururuz, yüz vururuz." demeye devam ederiz ve vururuz.

Devletimizin sisteminin ve yetkili kurumlarının bu anlattığım hususların üzerine gittiğini, bu vatan toprakları dahilinde bir tek kişinin daha organları için öldürülmediğini görmeyi bekliyorum, yoksa her geçen gün hatta saat, daha da sertleşeceğim. Ve az daha unutuyordum, çok yoğunum, meşgulüm, şu yazılar ve ihbarlar dolayısı ile adliyelere, Emniyet merkezlerine çağrılmak istemiyorum. Oralarda da zaten burada anlattığımı anlatacağım. Mümkünse devletimin polisini boş yere peşime takmayın, ben doğru zaman dediğim anda zaten kendim gideceğim resmi makamlara...

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar