9 Ekim 2018 Salı

Memorial Hastahanelerinde organ kaçakçılığı iddiaları (8) | Turgut Aydın hakkındaki şok edici gerçekler | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, hastahane, içimizdeki israil, kripto Yahudiler, masonlar, mehmet fahri sertkaya, memorial, organ kaçakçılığı, organ mafyası, siyonizm, turgut aydın,

Bana dediler ki Turgut Aydın, masum bir genci de öldürtmüşsün.

Resmiyette senin üzerine gösterilen Memorial'ın Diyarbakırdaki o hastahanesinde çalışıyormuş bu genç.. 32 yaşlarında bir bilgisayar teknikeri imiş. Hastahanenin ikinci katında (zeminden sonraki değil, onun bir üsttündeki katta) bu gencin bir odası varmış. Gizli bodrum katlarına inen gizli asansör zaten bu kattaki pasif kullanılan ameliyathanede imiş.

Benim paylaşımlarımdan sonra panik hali ile öldürdüğünüz altı kişinin arasındaki iki kadından biri olan Yahudi sarışın kadın, bu gence o zaman bilgisayarını vermiş ve arızasını düzeltmesini istemiş. Bu genç erkek, o bilgisayarda, sizin insan mezbahasına çevirdiğiniz gizli bodrum katlarının videolarını bulmuş. Açmış, izlemiş. Kapatmış, inanamamış. Videoda gördüğü kişilerin hastahanede gördüğü kişiler olduğunu anlayınca "Burası neresi bilmiyorum ama bu binada bir yerde" demiş.

Ne yapacağını bilememiş. Takdir edersin ki her sağlıklı insan, insan kalmış herkes, o manzaradan ürker ve sarsılır. Bu da çok sarsılmış ama sakin kalmaya çalışarak bilgisayarı tamir etmiş ve o videoları da kendine kopyalamış. Ne yapacağını, nasıl davranacağını bilememiş. Tamir işleminden sonra o kendisine tahsis edilmiş hastahane odasında yeniden videoları açmış ve metin kalarak izlemeye çalışmış. Sonra dayanamamış, kapatmış. Bilgisayarı o kadına teslim ederken, hareketleri çok değiştiğinden o kadın bundan şüphelenmiş. Üstüne, mesainin bitimine çok varken bu genç erkek ceketini alıp kaçarcasına bir tarzda o gün orayı terk etmiş. Hali apaçık meydanda iken siz de hemen anlamışsınız ve odasındaki kamera görüntülerini izlemişsiniz. Emin olmuşsunuz her şeyi çözdüğüne ve o gece evinden aldırtmışsın. Zaten Diyarbakırlı değilmiş, oraya çalışmaya gelmiş ve ailesi ile arası da çok sıkı değilmiş. Gazi Antepli mi idi o zavallı genç, nereliydi Turgut?

Evindeki görüntüleri sildirtmişsin. Sana getirmişler ve diz altında kapri şortu varmış zavallı gencin üzerinde... Ellerini arkadan bağlamışlar. Sözü uzatmadan ve hiçbir vicdani sıkıntı da duymadan boğazını sıkarak nefessiz bırakmak sureti ile öldürtmüşsün. Tuvalete atılmış gencin cesedi önce... Kapısı beyaz, fayansları beyaz bir tuvalet bu... Biliyorsun değil mi orayı? Farkındasın değil mi kaç gündür kasten kesin bilgiler, isimler ve mekan isimleri vermek istemiyorum? Neden böyle davrandığımı önceki paylaşımlarda izah etmiştim.

Hala aynını yapacağım ve bir süre daha kesin bilgiler vermeyeceğim. Bildiğim daha sarsıcı meseleleri de anlatmayacağım. Bu gencin cesedi kayalık bir alandan nehre atılmış sonra. Bana tarih de verdiler de, 2018'in Temmuz'u mu demişlerdi, ben bir dünya mevzu ile alakadar oluyorum ve bir de bunları bana hızlı anlatıyorlar, karıştırdım mı? O tarihlerde mi infaz ettiniz bu zavallı genci?

Bu masum, TC nüfus cüzdanı olan Müslüman genç şu şekilde biri imiş:
➥ siyah saçlı 
kaşları ince uzun ve yay gibi 
gözleri kahverengi 
burnu düz, eğik çıkık değil 
dudak normal, kalın ya da ince dudaklı değil, dudaklar enine de normal, geniş ağızlı değil 
kulakları normal, büyük küçük değil 
sakal ve bıyık yok 
boyu uzun, fit ama çok kalıplı/güçlü değil

Sen çok rahatmışsın infaz sırasında Turgut, gayet sakin kalmışsın, olağan bir şey gibi karşılamışsın...

Oysa bak kaç gündür hiç sakin değilsin, hiç rahat değilsin ve bunlar iyi günlerin Turgut, çünkü sen söz dinlemiyorsun.

Ailesi başka şehirden gelip bu genci aramış, aramış, bulamayınca çaresiz geri dönmüşler. Siz, sizden beklenilecek sinsilik ve şeytanlıkla, bu gencin tefecilerden para aldığını, ödeyemediğini ve sonra tefeciler tarafından infaz edildiğini, bir daha onu ölü ya da diri bulmanın imkansız olduğunu dillendirmişsiniz, bütün hastahane bunu duyup inanmış. Hatta gencin arkadaş çevresi bile... Siz nasıl bir şeytan türüsünüz Turgut? O kullandığınız cin şeytanları sizden uzak durmuştur, bulaşmak istememiştir?

Bu genci katlederken üç kişi kullanmışsın.

Katillerden biri zaten senin adamınmış. Bu adamın, mavinin açığı ile turkuaz arası acayip bir renkte takım elbise de giyermiş. 50'li yaşlarda imiş.

Diğer iki kiralık katil, aslında senin adamın değilmiş, başka patronları varmış, paralarını verdikçe gelip sana da çalışıyorlarmış. Bunlardan biri esmermiş. Top sakallı imiş. Top sakalı çok gür, sık ve kara imiş. 30-35 yaşlarında, orta boylu, boyuna nazaran epeyi iri, kalıplı, normal kilolu, burnu toplu, yani düz ya da ince olmayıp genişçe olan, kaşları kalın, kulakları normal olup küçük ya da büyük olmayan, saçları da çok gür ve siyah olan, saçlarında hiç kırlaşma olmayan, gözleri koyu kahverengi olan, o sıralarda siyah yazlık ceketli ve takım elbiseli dolaşan, iki silahla gezinen bir insan şeytanıymış.

Bunlar mafya tarzı takılıyorlarmış ama istihbaratla da zaman zaman irtibatlı iş yapıyorlarmış. CIA ile ara ara irtibat kuruyorlarmış. İsmini demişlerdi bu tarif ettiğim insan şeytanının, Murat ya da Mehmet mi demişlerdi, öyle bir ismi vardı, ben emin olamadım şimdi. Bu şahıs organ mafyasında olduğunu, nasıl bir şeytanlığa hzimet ettiğini de biliyormuş. Umurunda bile değilmiş. Parayı alıyor, işine bakıyormuş. Muhatabı senmişsin, MİT'miş, CIA imiş, hiç takılmıyormuş. Kendisine verilen işlerin bir kısmında aslında devlete (daha doğrusu devlet kurumlarını kısmen ele geçirmiş olan sizin ekibe) iş yaptığını da bilen, dert etmeyen biri imiş ama buna istihbaratçı da denemezmiş. Bunları sana, çalıştıkları gerçek patronu göndermiş. Kim o patronları Turgut?

Üçüncü katil de sık sık siyah takım elbise giyen, kumral, buğday tenli, orta boylu, hafif fazla kilosu olan, yapılı, iri vücutlu, gözleri ela, yanakları dolgun, çenesi uzun değil toplu olan, kulakları normal olup büyük ya da küçük olmayan, dudakları kalın olan, ağzı enine doğru hafif geniş olan, burnunun uç kısmı enine doğru fazlaca geniş olan, çenesinin orta kısmında çok hafif şekilde içe çöküntü olan, genelde birkaç günlük kirli sakalla dolaşan, iki silahla gezen bir sıfatsız insan şeytanı imiş. Ona da Mahmut ya da Muharrem mi demişlerdi, ben şimdilik karıştıryorum bu kısımları, sen anla neden karıştırdığımı ve hangi vakte kadar karıştıracağımı...

Videoları çektin mi, kopyalarını aldın mı, birkaç alternatifli planlar yapıp onları icap eden şekilde birbirlerinden uzak yerlere dağıttın mı? İnan bana Tayyip'in seni kurtarmaya yönelik kale alınır hiçbir planı yok. O aptal ve hain herif, o basit piyon, bana suç yıkıp, iftira atıp ya da on yıllık yayın geçmişimden olmayan suçlarımı buldurup içeri tıktırmak gibi zavallıca planlar yapıyormuş. Ben ona on senedir neler yaptım ve o bana karşılık bile veremedi. Son beş senedir onun hakkında yazdıklarımı Bimer'e, Emniyet müdürlüklerine, savcılıklara sayısız kişi ihbar etti de ne oldu? Bırak beni o yolla bitirmeyi, panik hali ile o ihbarların ve şikayet dilekçelerinin hepsini yok ettirdi. Aslında kendinin böyle bir gücü bile yok, bu kısmı da sizin Masonlar, Siyonistler yaptı. Şimdi beni bu yolla durduracakmış. Sence de çok boş ve komik planlar değil mi bunlar? Ben adliyeye gitmeyeyim ve konuşmayayım diye yıllardır kıvrananlar bunlar, gitmediğim halde peşime polisi takmayanlar bunlar be Turgut?

Bir de anlamadığım şey, niye benimle uğraşmak istiyorsunuz? Sizinle uğraşan ben değilm ki ben de Tayyip gibi, senin gibi basit bir piyonum. Şükür ki safım sizinle aynı değil, doğru safta olanların piyonuyum. Kocaman bir buzdağının görünen yüzüyüm. Sahaya en önden salınmışım, o kadar kıymetsizim ve arkamda benden dağlar kadar var. Çapınızı büyütün, boş işleri/hayalleri bırakın, meseleniz ben değillim, hiçbiriniz diğerinizi kurtaramazsınız, hepiniz birbirinizden daha çapsızsınız.

Sizin uluslar arası organ kaçakçılığı sisteminde, senin üstünün üstünde, 42 yaşlarında bir Yahudi herif varmış. ABD'de yaşıyormuş. Sizin sistemin bütün metafizik tarafı ondan soruluyormuş. Geçen gece Diyarbakır'daki Memorial Hastahanesi'nin gizli bodrum katlarına çıkan uzun tünelin giriş kısmında bu büyücü Yahudinin cinleri, bana bilgi geçen ekip tarafından tepelenmişti, hatırladın mı? Bu yaşananı hala kabullenememiş. "Nasıl olur" deyip duruyormuş. Çok değerli gördüğü, çok kıymet verdiği cinlerini topluca kaybetmesi, sistemin önemli parçası iken bir anda değersiz kalması, faydasız kalması onu sarsmış ve sizin sistem zincirleme reaksiyon misali ifşa olacak diye iyice endişeler duymaya başlamış. Zaten daha üstünüzde olanlar bu Yahudi herife; "Haydi, şunların hakkından sen gelirsin. Elimizden başka bir şey gelmiyor" demişler. O da aptal. Sakın hakaret gibi algılama, hakikaten aptal...

Bana bilgi geçenlerle uğraşacağına, sizinle uğraşan koca ekiple, muazzam sistemle uğraşacağına, tutmuş benimle uğraşmayı seçmiş. Bu gece saatlerce kendini parçalamış, nasıl da uğraşmış... Çember içine çember çizmiş, onun içine üçgenler, yıldızlar... İnsan kanı içmiş, ayin yapmış, çıldırmış bu pislik herif. Bu bilgiyi de verdiler bana, ama ben bu gece kaşınmadım bile. Esnemedim bile. Sizin en iyileriniz, benim gibi bu işlerde en çömez olanın karşısında bu kadar hiçse, vah sizin halinize be Turgut. Sabah bir cinle haber gönderdim ona, neden sana ve sizin sisteme böyle vurduğumu izah ettim. Çoktan almıştır notumu, sen ona bir sor, anlatır ama fazlaca da güvenme. Zira seni çoktan sildiler, güvenmiyorlar ve yok edecekler.

Benim yolum büyük, davam hak. Hangi kapının kulu, kimlerin piyonu olduğumu biliyorum ben, şüphem de yok yolumun hak oluşundan. Vur dediler mi durmam ve hesaplar yapmam vururum, dur dediler mi sebebini sorgulamam ve vurmam dururum. Emir kuluyum. Senin üstündekiler ise bu halde, senin gibi piyonlar anlattığım halde. Bitmişsiniz siz... Hala bu sistemi güç, kuvvet zan edip zaman kaybediyorsun, Zaman senin aleyhine işliyor.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi


BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar