10 Ekim 2018 Çarşamba

Memorial Hastahanelerinde organ kaçakçılığı iddiaları (23) | Diyarbakır Memorial Dicle Hastanesi'de insan mezbahası imiş... | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, mehmet fahri sertkaya, memorial dicle, organ ticareti, turgut aydın, içimizdeki israil, cimer, masonluk, kripto Yahudiler, recep tayyip erdoğan, skandal, hastahane,

Burası Memorial Dicle Hastanesi ve Memorial’in dokuzuncu hastanesi olarak 2013 yılında hizmete girmiş. Bu dokuz numara da Diyarbakır'da. Günlerdir Diyarbakır'daki diğer Memorial hastahanesinin yani Memorial'in sekizinci hastanesi olarak 2011’de hayata geçirilen Memorial Diyarbakır Hastanesi'nin gerçek yüzünü anlatıyorum ya, orada nasıl insanlık dışı işler varsa hepsi burada da varmış. Sekiz numarada faaliyet panik hali ile durdurulduğu gibi bu dokuz numaralı Dicle hastahanesinde de durdurulmuş.


Sekiz numaradaki iki gizli bodrum katında, paylaşımlarından sonra ekip birbirine düştüğü için cinayetler işlendiğini, altı cesedin olduğunu, ayrıca organları için parçalanan insanların kadavralarının ve artıklarının yok edildiğini, büyük temizlik yapıldığını, insan artıklarının yakıldığı süper teknolojik özel odanın bile söküldüğünü ve geriye sadece tıbbi cihazlar kaldığını anlatmıştım. Onların bir kısmının irice cihazlar olduğunu, ameliyathaneden bodruma bağlanan gizli asansör sistemi de kaldırıldığı için o cihazların oradan çıkarılmasının çok zor olduğunu yazmıştım.

Öyle olmamış... Bana yeni bilgiler geçildi. Sekiz numaranın o gizli bodrum katları tertemiz edilmiş. Ne insan cesetleri var, ne tıbbi cihazlar var ne kan, ne leke var. Nerede ise ilk inşa edildiği ve hiç kullanılmadığı zamanki gibi bir hale getirilmiş. Cihazları o uzun tünelden çıkartmaları imkansız gibi bir şeydi, şahsi yorumlarımda böyle yazmıştım ama meğer üçüncü bir kapı daha varmış. Bu ekip o kapı hakkındaki istihbaratı kesinleştirmiş ama o binanın altındaki morg kısmında ve cesetlerin konduğu soğutucu dolabın arkasında bir gizli ve geniş kapı olduğunu, buradan bodruma bağlantı kurulduğunu değerlendiriyorlar.

CİMER'e, savcılıklara, EGM'ye ihbarlarda bulunulmuş iken günlerdir tahkikat yapılmaması ve bu insanlık düşmanlarının delilleri karartıyor olması ne kadar acı... Dün akşam ve gece, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Valiliği, Barosu, yerel basını ve oradaki insan hakları derneklerini bilgilendirdik. Geri duracaklarına, durabileceklerine ihtimal vermiyorum. Bu kriz, kapatılamaz surette patladı ve sadece Türkiye değil, bütün insanlık sarsıcı gerçeklere hazır olmalı.

Devlet kurumlarında yetkililerden ricam, beni resmi işlemlerle meşgul etmesinler, ben buradan hizmetime devam edeyim, onlar "Bakalım doğru mu, değil mi" diye diye incelesinler. Uğraştıklarına değecek, çok canlar daha kurtulacak, çünkü anlattıklarım detaylarına kadar doğru.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar